Tanıklıktan Çekinme Hakkı Olan Tanığa Bu Hakkı Hatırlatılmadan Alınan Beyanından Yalancı Tanıklık Suçu Oluşmaz

Yargıtay Kararı

12. Ceza Dairesi         2022/1123 E.  ,  2024/8066 K.


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/3262 E., 2020/2527 K.
SUÇLAR : Görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal, yalan tanıklık
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet, beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin onanması

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde 5271 sayılı CMK'nın 298/1. maddesindeki temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı tespit edilmekle, işin esasına geçildi, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan 5237 sayılı TCK'nın 134/1, 53/1-2. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve yalan tanıklık suçundan 5237 sayılı TCK'nın 272/2, 53/1-2. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince sanık hakkında kurulan hükümlere yönelik sanık müdafiinin ve katılan vekilinin istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek 5271 sayılı CMK'nın 280/1-g maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280/2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan 5237 sayılı TCK'nın 134/2-1, 62/1 ve 53/1-2-3. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, sanığın yalan tanıklık suçundan 5271 sayılı CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatine karar verilmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin onanmasına karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz sebepleri; Karşıyaka 4. Aile Mahkemesinin 2013/820 Esas sayılı dosyasının 29.01.2015 tarihli celsesinde tanığa gerçeği söylememesi hâlinde yalan tanıklık suçundan cezalandırılacağı açıkça anlatılmasına rağmen sanık hakkında yalan tanıklık suçundan usûl ve kanuna aykırı şekilde beraat kararı verildiğine, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan neticenin ağırlığına göre alt sınırdan daha fazla uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmediğine, sanık müdafiinin temyiz sebepleri; sanığın hukuka aykırı hareket etme bilinciyle davranmadığı ve suç işleme kastının bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında unsurları oluşmayan özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkûmiyet kararı verildiğine, temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesinin usûl ve kanuna aykırı olduğuna, re'sen dikkate alınacak diğer sebeplerle de mahkûmiyet hükmünün bozulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
İlk Derece Mahkemesince, dosyada mevcut belge ve bilgiler, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde alınan beyanlarla birlikte dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; katılan ... ile katılanın resmî nikahlı eşi ...'in, Karşıyaka 3. Aile Mahkemesinin 22.05.2013 tarihli ve 2011/1035 Esas, 2013/375 Karar sayılı kararı ile boşandıkları ve boşanma kararının 25.06.2014 tarihinde kesinleştiği, katılanın resmî nikahlı eşi ... tarafından ayrıca zina hukuksal sebebine dayalı ve manevi tazminat istemli boşanma davası açıldığı ve bu davanın yargılamasının ise Karşıyaka 4. Aile Mahkemesinin 2013/820 Esas sayılı dosyasında devam ettiği, katılan ...'ın henüz resmî olarak boşanmadığı ve komşusu olan sanık ... ile cinsel ilişki düzeyine varacak şekilde arkadaşlık kurduğu dönemde, sanık ...'un, katılan ...'la olan cinsel birlikteliklerini kayda aldığı ve bir süre sonra bu kaydı içeren CD'yi ev sahibi olan ...'e, onun da katılanın kocası olan ...'e verdiği iddiaları sübut bulmakla sanık ...'un, katılan ...'a karşı özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediği, ayrıca sanık ...'un, Karşıyaka 4. Aile Mahkemesinin 2013/820 Esas sayılı dosyasının 29.01.2015 tarihli duruşmasında tanık olarak alınan yeminli anlatımında; "İlkay ile olan ilişkimizi çektiğimiz görüntüleri ... isimli kişiye vermedim. Ayrıca ...'e de görüntüleri vermedim" şeklinde beyanda bulunarak, yalan tanıklık suçunu da işlediği kabul edilerek, sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 134/1. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal ve aynı Kanun'un 272/2. maddesindeki yalan tanıklık suçlarından mahkûmiyet kararı verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından sanık müdafiinin ve katılan vekilinin istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek duruşmalı yapılan inceleme neticesinde, sanık ...'un, katılan ...'la cinsel birlikteliklerini gösteren CD'yi, katılanın kocasına ulaştırmak suretiyle ifşa etmesi biçiminde sübut bulan eyleminin, 5237 sayılı TCK'nın 134/2. maddesindeki görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu gözetilmeden, aynı Kanun maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılmasına karar verilerek, suç vasfında yanılgıya düşüldüğü, ayrıca 6100 sayılı HMK'nın 247/1. maddesinde, "Kanunda açıkça belirtilmiş olan hâllerde, tanık olarak çağrılmış bulunan kimse, tanıklık yapmaktan çekinebilir" hükümünün yer aldığı, aynı Kanun'un 250/1-b maddesinde, "Tanığın beyanı kendisinin veya 248 inci maddede yazılı kimselerden birinin şeref veya itibarını ihlal edecek ya da ceza soruşturmasına veya kovuşturmasına sebep olacaksa" tanıklıktan çekinebileceğinin belirtildiği göz önünde bulundurulduğunda, sanık ...'un, Karşıyaka 4. Aile Mahkemesinin 2013/820 Esas sayılı dosyasının 29.01.2015 tarihli duruşmasında tanık olarak verdiği yeminli beyanının çekinme hakkı hatırlatılmadan alınması nedeniyle sanığın üzerine atılı yalan tanıklık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanık hakkında yalan tanıklık suçundan mahkûmiyet kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükümleri kaldırılarak, sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 134/2. maddesindeki görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkûmiyet, aynı Kanun'un 272/2. maddesindeki yalan tanıklık suçundan 5271 sayılı CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

IV. GEREKÇE VE KARAR
A. Sanık Hakkında Yalan Tanıklık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden;
Hükmün başında; beraat kararı verilmesi nedeniyle zorunlu olmamasına rağmen 29.01.2015 olan suç tarihinin "09/01/2015" şeklinde yanlış yazılması hukuka aykırı bulunmuş ise de hükme etki edecek nitelikte olmadığı tespit edilen hukuka aykırılığa işaret edilmekle yetinilmiş, eleştiri konusu yapılan bu hususun mahallinde düzeltilmesinin olanaklı olduğu kabul edilmiştir.

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmadığının dava dosyası içeriğine uygun olarak kabul ve takdir kılındığı anlaşılmakla, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı CMK'nın 289/1. maddesi ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden CMK'nın 302/1. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

B. Sanık Hakkında Görüntü veya Seslerin İfşa Edilmesi Suretiyle Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden;
Hükmün başında; suçun işlendiği tarihin yazılmaması hukuka aykırı bulunmuş ise de hükme etki edecek nitelikte olmadığı tespit edilen hukuka aykırılığa işaret edilmekle yetinilmiş, eleştiri konusu yapılan bu hususun mahallinde eklenmesinin olanaklı olduğu kabul edilmiştir.

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşılmakla, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin kararında sanık müdafii ile katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı CMK'nın 289/1. maddesi ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden CMK'nın 302/1. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı CMK'nın 304/1. maddesi uyarınca Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.12.2024 tarihinde karar verildi.